Jojo Moyes'in "Senden Önce Ben" adlı kitabının devam kitabı olan "Senden Sonra Ben" 450 sayfadan oluşuyor. Yazı puntosunun küçük olması nedeniyle kitabı okumak biraz zaman alıyor.
İlk kitap çok beğenildiği ve Louisa'nın sonra neler yaptığı merak edildiği için yazar ısrarlara dayanamayarak bu kitabı yazmış.
"Hikayelerin mutlu sonla bitmesi için yola devam etmek gerekir."
Louisa, Will'in ölümünden sonra kendine Londra'da bir ev almış ve yalnız yaşıyor. Havaalanında bir barda çalışıyor ve hayatını değiştirmek konusunda bir çaba göstermiyor.
Bir akşam evin çatısında yürürken arkasından birinin yanaştığını hissediyor ve dengesini kaybedip beşinci kattan aşağı düşüyor. Hastanede gözlerini açtığında, yanında uzun süredir görüşmediği ailesi olduğunu farkediyor. Anne ve babası Louisa'nın intihar etmek istediğini düşünüyorlar ve onu hastaneden çıktıktan sonra kendi evlerine götürüyorlar.
Louisa tamamen iyileşip Londra'daki evine döndükten sonra babasının zoruyla "Hayata Devam Edenler" adlı terapi seanslarına katılıyor. Bu seanslardan çıktığı bir gün kapıda, çatıdan düştüğü akşam ona ambulansta ilk yardım müdahalesi yapan doktor Sam ile tanışıyor. Sam, terapi grubuna gelen oğlunu almak için seans çıkışlarına geliyor ve bir akşam Sam'in yeni evini inşa edeceği çiftliğe gezmeye gidiyorlar. Louisa oradaki ortamda kendisini çok rahat hissediyor ve Sam ile birlikte oluyor.
Bir gün evdeyken kapı çalıyor ve Louisa karşısında genç bir kız buluyor. Kız ona, kendisinin Will'in öz kızı olduğunu söylüyor!! Louisa ilk başta inanmakta zorlansa da kızın annesi ile konuşmaya gittiğinde kadının Will'in eski kız arkadaşı olduğunu ve hamile olduğundan Will'e hiç bahsetmediğini öğreniyor. Kadın, kızının çıkarmış olduğu sorunlardan oldukça bıkmış olduğu için kızının eve gelmesini istemiyor. Lily de ailesi ile yaşamak istemediği için Louisa'nın evinde kalmayı rica ediyor.
Lily, Louisa çatıdan düştüğünde arkasında gördüğü kişinin kendisi olduğunu itiraf ediyor. Bunun ortaya çıkması üzerine Louisa'nın ailesi de onun intihara kalkışmadığına ikna oluyorlar.
Louisa, terapi seanslarında hep Will'i unutamadığından söz ediyor. Onunla ilgili en büyük üzüntüsü de ona yetememiş olması. Yani, eğer Louisa onu yeterince kendine bağlayabilmiş olsaydı Will bu hayattan vazgeçmezdi diye düşünüyor. Bir yandan da, dışarıda gezerken onu tanıyanların arkasından kötü konuşmaları sinirlerini bozuyor.
Louisa, zor kız Lily ile geçinmeye çalışırken onu babasının ailesi ile tanıştırmayı planlıyor. Will'in annesi ve babası olaydan sonra boşanmış oldukları için iki ayrı ziyaret gerçekleştiriyorlar.
İlk önce başka bir kadınla evlenen ve bebek bekleyen Will'in babasının evine gidiyorlar. Will'in babası torunu olduğuna sevinse de eşi bu durumdan çok hoşlanmıyor. Lily sevgi göremediği için çok bozuluyor. Sonra Bayan Camilla'nın evine gidiyorlar. Louisa onun bir hayli çökmüş olduğunu görüyor. Camilla ilk önce inanmakta zorlansa da bir süre sonra Lily'yi çok seviyor.
Lily, okulda arkadaşları ile eğlendikleri bir gecede, bir çocukla birlikte oluyor ve bu çocuk elinde açık seçik bir fotoğraf bulundurarak Lily'yi tehdit ediyor. Lily, bu fotoğrafın ortaya çıkmasından korktuğu için sürekli bir şeyler çalıp, çocuğa para veriyor. Lily bir gün üvey babasının iş arkadaşından konuyla ilgili yardım istiyor. Adam çocuğun elinden fotoğrafı alıp kızı kurtarıyor fakat bu sefer de Lily'ye yardım ettiği için karşılığını cinsel yollarla almak istediğini söylüyor. Bunun üzerine Lily en sonunda Louisa'ya durumu anlatıyor. Louisa, Sam ile birlikte plan yapıyorlar ve adam eve gelince onu ölümle tehdit ederek fotoğrafı alıyorlar.
Louisa, Sam ile olan ilişkisinde oldukça kararsız olmasına rağmen onunla görüşmeye devam ediyor. Sam için bu durum artık sıkıcı bir hal almaya başlıyor.
Artık New York'ta çalışan Nate ona bir iş teklifi sunuyor. Nate aracılığıyla New York'taki bakıcılık işine kabul alan Louisa, ilk başlarda Lily ile ilgilenmek zorunda olduğu için Amerika'ya gidemese de, Lily Camilla ile yaşamaya başlayınca New York'a taşınmaya karar veriyor.
Sam bir akşam ambulansla acil yardım müdahalesi yapması gereken tehlikeli bir sokağa gidiyor ve oradaki silahlılar tarafından vuruluyor. Onu kaybetmek korkan Louisa o gece Sam'e aşık olduğunu farkediyor. Sam gözünü açtığında Louisa rahatlıyor;
"Gözlerimiz kenetlendi. Ve o anda her şey değişti. Ne yaptığımı gördüm. Bir insanın hayatının merkezinde durabileceğimi, hayatta kalma sebebi olabileceğimi gördüm. yetebileceğimi gördüm."
Alıntılar:
"Orada olacaktı. Uçağımın hız toplamasını ve masmavi gökyüzüne yükselmesini izleyecekti. Sonra -eğer şanslıysam- yeniden eve döndüğümde yine orada beni bekliyor olacaktı." (Louisa).
Analiz:
İlk kitabı okuduktan sonra Louisa'nın ne yaptığını merak etmiyor olmama rağmen bu kitaba bir şans vermek istedim fakat okumasam da olurmuş çünkü Louisa'nın hayatı tahmin edileceği gibi kurgulanmış. Kitabı bu kadar uzun tutmaya gerek bile yokmuş. Dörtyüz elli sayfa boyunca yaşanan gelişmeler bir hayli az. Kitabı herhengi bir kategoriye de koyamıyorum. Aşk desen çok az var, dram diyemem, macera hiç diyemem, belki biraz gerçekçi ve psikolojik diyebilirim çünkü insanların tepkileri ve hissettiklerini yansıtma konusunda yazar çok iyi iş çıkarmış.
Merak etmiyor olmama rağmen akıcı ve basit dili sayesinde kitabı kolaylıkla okuyabildim.
Kitabın sonunda hikaye tam olarak bitmedi gibi geldi bana. Halbuki ilk kitabın sonu buna göre daha kesin çizgilerle sonlandırılmıştı ve öyle bir sondan sonra ikinci kitap yazıldıysa, bu kitabın devamının gelmesi hiç de garip olmaz ama keşke hikaye daha kesin sonlarla bitirilmiş olsaydı çünkü bu şekilde bir doyuma ulaşamadım.
Puanım: 5.7 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder