19 Mart 2016 Cumartesi

ÇİRKİN AŞK (Ugly Love)


New York Times'ın çok satan yazarı Colleen Hoover'ın filme uyarlanacak olan eseri Çirkin Aşk 366 sayfadan oluşuyor. Yazı puntosu büyük ve anlatım dili akıcı bir kitap.
Hikayeyi Tate ve Miles Archer'ın gözünden okuyoruz. Tate şimdiki zamanı anlatırken, Miles altı sene önce yaşadıklarını anlatıyor. Kitabın son altı sayfasını da Miles'dan dinliyoruz.

Tate iş bulana kadar San Francisco'da bir apartmanda yaşayan pilot ağabeyi Corbin'in yanında yaşamayı planlamış. Elleri eşyaları ile dolu bir şekilde apartmana giriyor ve asansör görevlisi Samuel Kap ile tanışıyor. Yukarı daireye çıktığında, evin kapısında bir çocuğun yerde sızmış olduğunu görüyor. Çocuk kapıya sırtı yaslı bir pozisyonda uyuduğu için içeri giremeyen Tate, Corbin'i arıyor. Corbin ona kapıdan içeri girene kadar telefonu kapatmamasını söylüyor. Bu sırada Tate kapıdan girerken çocuk biraz ayılır gibi oluyor ve içeri girmeye yeltenince Tate kapıyı çocuğun eline çarparak kapatıyor. Corbin, Tate'in dışarıda kalan eşyalarını taşıması için pilot arkadaşı Miles'ı arayıp yardım isteyeceğini söylüyor. Kısa bir süre sonra da Tate'i arayıp, kapıdaki arkadaşı Miles'ı içeri almasını rica ediyor.

Tate, kapıyı açıp Miles'ı salona taşıyor. Yattığı yerde "Rachel çok üzgünüm" diye sayıklayarak ağladığını görünce çok şaşırıyor ve onu sakinleştirirken Rachel her kimse, çocuk bu hale geldiğine göre kızı çok sevmiş olmalı diye aklından geçiriyor.
Ertesi sabah Tate uyandığında, odasının kapısında dikilen uzun boylu, çekici tipin dün akşam sarhoş olan çocukla aynı kişi olduğunu idrak ediyor. Miles, eline ne olduğunu sorduktan sonra, bir teşekkür bile etmeden kendi dairesine geçiyor.
Corbin geldikten sonra, bavulları taşımak için yeniden bir araya geldiklerinde, tanışma faslını baştan alıyorlar. Tate, Miles'ın açık mavi gözlerine ve sarı-kahve saçlarına bayılıyor ama aynı zamanda onun çok kaba olduğunu düşünüyor.

Daha önce de yaptıkları gibi, perşembe akşamı oyun gecesi için birkaç arkadaşı Corbin'in evinde toplanıyor. Yaptıkları gürültü yüzünden hemşirelik yüksek lisansı için ders çalışamayan Tate'e, Miles, gidip kendi dairesinde çalışmasını söyleyerek anahtarını veriyor. Tate, Miles'ın evine girdiğinde altı senedir burda yaşıyor olmasına rağmen evde perde veya halı gibi eşyaların olmadığını ve herhangi bir bayan eşyasının da yokluğunu gözlemliyor. Böylece kız arkadaşı olmadığını anlıyor.

Şükran gününde Tate ve Corbin, Miles'ı da alarak ailelerinin evine gidiyorlar. Evde bir takım işler yaparken elini yaralayan Miles, Tate'in yanına gidip elini gösteriyor ve Tate dikiş atılması gerektiğini söylüyor. İlkyardım çantasını alıp banyoya geçiyorlar. Tate dikiş atarken Miles'ın hiç ses çıkarmamasına çok şaşırıyor ve müthiş bir çekim hissediyor. Tate işini bitirdikten sonra Miles elini onun beline koyuyor ve öpüşmeye başlıyorlar. Miles, "Bunu bir daha yapmama izin verme" diyerek banyodan çıkınca, Tate duvara yapışık vaziyette kafasını toparlamaya çalışıyor.
O gece, Miles'ın mutfağa indiğini anlayan Tate arkasından tesadüfen mutfağa inmiş gibi yapıyor. Kısa süre sonra tekrar öpüşmeye başladıklarında Tate'in babasına yakalanıyorlar.

Şükran günü kutlamasından sonra evlerine geri dönerken bir istasyonda su molası veriyorlar. Tate Miles'ın peşinden giderken "Miles katı, ben sıvıyım, o nereye gidiyorsa arkasından gidiyorum." şeklindeki düşünceleri beni çok güldürdü :)

Altı yıldır ilişkisi olmadığını ve aşktan vazgeçtiğini söyleyen Miles, Tate ile bir anlaşmaya varıyor.
İlişkileri sadece seksten ibaret olacak.
Miles'ın iki kuralı var. 
Birincisi, geçmişi hakkında soru sorulmaması. 
İkincisi, kendisinden bir gelecek beklememesi. 
Tate'in de bir kuralı var. Gelecek ile ilgili kendisine umut vermemesi.


Miles altı sene önce

Lisede öğretmeninin odasında otururken, öğretmeni ona yeni bir öğrencinin sınıflarına katıldığını söylüyor ve ona sınıfa kadar eşlik etmesini rica ediyor. Miles, Rachel'ı gördüğü anda ona aşık oluyor ve yakın arkadaşı Ian'a mesaj atıyor, "Bu kız çocuklarımın annesi olacak."
Rachel ile Miles çıkmaya başladıktan bir süre sonra, Miles'ın babası onu yeni sevgilisi ile tanıştırmak istediğini söylüyor. Annesini iki sene önce kaybetmiş olan Miles, bu fikre alışamıyor ama en azından ona kötü davranmayacağına söz veriyor.
Miles, babasının yeni sevgilisi evden içeri girerken arkasından gelen kızını görünce şok geçiriyor. Rachel ile artık üvey kardeş mi olacaklar?!
Birkaç ay sonra Rachel ile annesi Archer'ların evine yerleşiyor. Miles ve Rachel ilişkilerine devam edecekleri ve bunu bir şekilde ailelerine söyleyecekleri konusunda anlaşıyorlar.
Aynı evde yaşadıkları sırada, ilişkinin tek kuralı olan seks yapmama kuralını yerle bir ediyorlar.
Bir gün Rachel, Miles'a hamile olduğundan şüphelendiğini söyleyince, beraber test yapıyorlar. Testin sonucu pozitif çıkınca Rachel ağlamaya başlıyor, Miles ise onu sakinleştirip üstesinden geleceklerini söylüyor.
Bir süre sonra, daha ilişkileri olduğunu söyleyemeden, aileleri onlara evleneceklerini söyleyince, Miles da birden bire Rachel'ın hamile olduğunu söylüyor.
Miles'ın babası çılgına dönüyor ve o adamın kim olduğunu sorunca Miles yüreklilikle çıkıp kendisi olduğunu, uzun bir süredir ilişkileri olduğunu açıklıyor.

Miles ve Rachel'ın erkek bebekleri oluyor. İkisi de çok mutlu ve bebeklerini çok seviyorlar. Hastaneden çıktıkları gün evlerine giderken trafik kazası geçiriyorlar ve araç suyun içine giriyor. Miles yerinden çıkabildikten sonra bebeği bulamıyor ve Rachel'ı kurtarıyor. O sırada bir tekne gelip onları alıyor. İkisi de üzüntüden yıkılmış bir şekilde teknede ağlarlarken Rachel, neden onu değil de beni kurtardın diye Miles'ı suçluyor.
Bu trajediyi atlatamayan Rachel geldiği şehre geri döneceğini söyleyince Miles yıkılıyor. Aşkın çirkin yanı burda ortaya çıkıyor. Aşk gidince güzel olan bir şey kalmıyor ve Miles bir daha kimseyi sevmeyeceğine o gün söz veriyor.

***
Bir gün Miles ile Tate, Tate'in odasında sevişirlerken Corbin eve geliyor ve onları duyuyor. Küçüklüğünden beri Tate'e korumacı davranan Corbin, Miles'a çok kızıyor ve "onu biraz olsun sevmeyi deneyecek misin" diye sorunca "Hayır" cevabını alıyor.

Tate, Miles ile olan ilişkisini, durumu anlayıp sorgulamaya başlayan, yaşlı asansör görevlisi Samuel Kap ile paylaşıyor. Bu ilişki Tate için sadece seksten ibaret kalamıyor ve Kap'a onun sevmekten nasıl bu kadar uzak kalabildiğini soruyor. Kap, belki de geçmişinde yaşadığı kötü olayların onu bu hale getirmiş olabileceğini söylüyor. Miles'ı aslında çocukluğundan beri tanıyor olan Kap, Tate'e hiçbir şey anlatmıyor.

İş bulduktan sonra yeni eve taşınan Tate, son bir kez Miles'ın kapısını çalıyor ve ona hoşçakal diyor.
Miles, Tate'in bunu aşık olduğu için yaptığını anlıyor.
O sırada evde yanında bulunan Ian, Miles'a sadece bir soru soracağını söylüyor.
"Ya biri sana o geceyi hafızandan tamamen silebileceklerini ama bu sırada bütün güzel şeyleri de silmek zorunda olacaklarını söyleseydi? Her öpücüğü, her anı. Biri sana çirkin şeylerden kurtulabileceğini ama diğer şeyleri de kaybedebileceğini söyleseydi, bunu yapar mıydın? Bunu daha önceden sorsaydım evet derdin ama Tate ile birlikte olmak bu soruyu belki diye yanıtlayabileceğin kadar katlanabilir kılıyorsa, onunla birlikte bir ömrün sana neler yapacağını bir düşün."
Miles alt kata indi ve Kap'ın yanına oturdu. Kap üzüntüyle "Gitmesine izin verdin" dedi. Miles, "Bunun onun için daha iyi olacağını biliyorsun" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Kap ona bir yol gösterdi.
"Senin yaşadıklarının sana neler çektirdiğini ben veya Tate bilemez ama bunu bilebilen tek bir kişi var, Rachel. Eğer onun hayatına devam ettiğini görürsen, kendinin de iyi bir hayatı hakediyor olduğunu anlarsın. Geçmişle yüzleşmek herkesi korkutur ama bunu bazen kendimiz için yapmayız, kendimizden daha çok sevdiklerimiz için yaparız."
Rachel'ın evine gidip onun evlenmiş ve yeni bir kızı olmuş olduğunu gören Miles, geçmişiyle yüzleşiyor. Rachel ona, "O zamanlar bununla nasıl başedebileceğimi bilmiyordum Miles ama senin bir suçun yoktu." diyerek suçlamasını geri çekiyor.

Miles eve geri dönüp Tate'in yeni evinin kapısına gidiyor. Birkaç ay beraber olduktan sonra ona evlenme teklif ediyor ve iki sene sonra da küçük kızlarının adını Kap'ın onuruna Sam koyuyorlar.

Analiz:

Kitabı iki oturuşta bitirdim. Merak ettiğim için de çabuk bitirmiş olabilirim ama kitap kesinlikle sürükleyiciydi.
Son zamanlarda erkeğin geçmişi ile mücadele eden kadınların aşk hikayeleri moda oldu ve sonunda hep aşk kazandı çünkü kadınlar bir noktadan sonra vazgeçtiler ve geriye sadece aşk kaldı.
Rachel'ın savunmasını o kadar zayıf buldum ki, ona küfretmekten kendimi alamıyorum. En azından bir süre sonra Miles ile konuşup özür dilemeliydi. Hiç kimsenin karşısındakinin hayatını bu şekilde mahvetmeye hakkı yok.
Aynı zamanda, eğer sonunda Miles korkusuyla yüzleşemeyip Tate'e dönmeseydi, Miles da Tate'in hayatını mahvetmiş olacaktı. Her ne kadar Tate sevdiği için böyle bir durumu kabul etmiş olsa da, hakettiği karşılığı alamamak, mutlu bitmeyen bir sonda, onu yerle bir ederdi. Kendisini affedememekten tutun da, hayatına tecavüz edilmiş gibi hissetmesinin önüne geçemezdi. Neyse ki, Miles en azından özür dileyip, gönül almasını bilen ve kitabın başlarında da gördüğümüz gibi aşık olabilen bir karakterdi ve Tate ondaki bu sevgi ışığını görmüştü.

Roman genel olarak Türk filmlerinin konusunu aratmayan nitelikteydi. O yüzden çok bayıldığımı söyleyemem fakat sonu güzel bittiği için okunmasını tavsiye ederim. Yine de konunun orjinal olmaması dolayısıyla sekiz puan vermek içimden gelmiyor.

Kitabın altmetni, hayatta başımıza ne gelmiş olursa olsun, cesur ve sevgi dolu olmayı bildiğimiz sürece hayatın yaşamaya değer olduğuydu. Bence yazar burda çok değerli bir mesaj veriyor çünkü hayat cesur olanları seviyor.

Miles Archer karakterinin saç ve göz rengiyle, filmde Miles rolünü oynayacak esmer aktör Nick Bateman'ın benzerliği olmasa da filmi merak ve heyecanla bekliyorum.
Filmin yorumunda görüşmek üzere..

Alıntılar:

 "Tate, sen bizim ilişkimizde bir ışık gördün ve kapıma son kez o yüzden geldin, bunun için sana minnettarım."

"Miles, sen bana aşık olmuşsun."
"Ben sana aşık olmadım Tate, ben sana uçtum."

"Çünkü Tate'in yaptığı buydu, beni sevgisiyle hayata döndürmüştü."


Kitap Puanım: 7.9 / 10
Film Puanım: / 10

12 yorum:

  1. Merhaba
    Bu kitabı ben de okudum ve kitapla ilgili görüşlerinize katılıyorum.Colleen Hoover-Çarpılma kitabını da merak ediyorum acaba okuduysanız yorumlar mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar:)
      Colleen Hoover'ın başka romanını okumadım ama Confess adlı bir kitabı var, türkçe satışa çıkınca onu okumayı planlıyorum.

      Sil
  2. Ben filmini bulamadım. Acaba nereden bulabilirim?

    YanıtlaSil
  3. Film ne zaman çıkacak haberiniz var mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Betül,
      Takip ediyorum ama henüz bir tarih vermediler ne yazık ki..

      Sil
  4. filmi bulamıyorum nerden bulabilirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Cevap yukarıdaki yorumlarda ve yazdığım yazıda mevcuttur.

      Sil
  5. Merhaba film cekildimi ?

    YanıtlaSil
  6. Filmin tanıtımı yayında ne zaman çıkacağı hâlâ belli deilmi?

    YanıtlaSil
  7. Kitabı bugün okumaya başlıyorum. Filmden bir haber var mı? Bir kişi YouTube da bir videonun altına 8 Kasım 2018 de gösterime gireceğinı yazmış. Bir bilginiz var mı? Çok merak ediyorum.

    YanıtlaSil