13 Mart 2016 Pazar

AŞK


Türk yazar Elif Şafak'ın uzun süre listelerden inmeyen kitabı "Aşk" 415 sayfadan oluşuyor.

Amerika'nın Boston eyaletinde eşi David ve çocukları ile birlikte varlık içinde yaşayan Ella kendisini mutlu hissetmiyor. Kırk yaşındayken, eşinin de desteklemesi ile yeni bir işe başlıyor. Yayın editörünün asistanlığını yapacağı bu iş için, yayınevine gönderilen bir kitabı okuyup görüş bildirmek zorunda fakat çalışmak için hevesli olmadığı gibi kitabı da okumak içinden gelmiyor.

Bir gün yemek sırasında kızı, aşık olduğu erkek arkadaşı ile evlenmeye karar verdiklerini açıklayınca Ella, aşkın geçici olduğunu, hayatta aşk ve romantizmden çok daha öncelikli şeyler olduğunu ve evlenmek için henüz çok erken olduğunu söylüyor. Bu sözler karşısında afallayan eşi, onu sevmeyi ne zaman bıraktığını soruyor. Eşinin onu defalarca aldattığından şüphesi olmayan Ella, bu durumdan haberi yokmuş gibi davranmayı sürdürüp, öyle demek istemediğini, evlendiğinde ona aşık olduğunu belirtiyor.

Daha sonra işini yapmak üzere "Aşk Şeriatı" adlı kitabı da okumaya başlıyor. Kitapta Mevlana Rumi ve Tebrizli Şems'in aşkı anlatılıyor fakat bu bizim aklımıza gelen kadın-erkek ilişkisi değil, bir ikiz ruh, dostluk ilişkisi. Mevlana, Konya'da varlık içinde yaşayan bir alim, Şems ise gezgin bir sufi. Şems yaşlanınca kendisindeki bu bilgileri ölmeden önce başkasına öğretebileceği bir ikiz ruh ilişkisi için dua ediyor. Rüyalarla öteki aleme gitme yeteneği olan Şems en sonunda Konya'da yaşayan Mevlana'yı bulup evine yerleşiyor ve aylar boyunca ikisi bir odadan çıkmayıp sohbet ediyorlar. Birkaç sene bu şekilde geçtikten sonra, şehirdeki Şems düşmanları bir gece onu öldürüp kuyuya atıyorlar. Konya'ya gelirken, vakti geldiğinde orada öleceğini bilen Şems katiline karşı hiç direnmiyor. Şems'in ölümünden sonra da Mevlana'nın yarası hiç iyileşmiyor.

Şems'in kırk kuralı ve anlattığı birçok hikayesi kitabın temelini oluşturuyor.
Ella da bu kitapta kendi ile özdeşleşen cümlelere denk geliyor.
"Çünkü aşk hayatın asıl özü, esas gayesidir. Mevlana'nın bizlere hatırlattığı üzere gün gelir, herkesi, ondan köşe bucak kaçanları bile, hatta romantik kelimesini bir suçlama gibi kullananları dahi kıskıvrak yakalar aşk."
Bu arada, Aşk Şeriatı kitabının yazarı Aziz Zahara'ya, kitabı ile ilgili görüşlerini yayınevine bildireceğine dair bir mail yazıyor. Mailine cevap aldıktan sonra yazar ile daha sık iletişime geçiyorlar ve Ella kitabı okumayı bitirince Aziz'e aşık olduğunu farkediyor. Kocası David, durumun farkına varınca evliliklerini toparlamak istiyor fakat Ella Aziz'e aşık olduğunu söylüyor ve birkaç gün sonra evi terk edip Aziz ile yaşamaya başlıyor.
Aziz deri kanseri olması nedeni ile bir sene sonra Konya'da vefat ediyor. Ella onun ölümünden sonra Amerika'ya dönmeyip Amsterdam'da yaşamaya karar veriyor.

Analiz:

Roman olarak başlayan kitap bir süre okuduktan sonra aynı zamanda kişisel gelişim kitabı halini aldı. Aynı zamanda kitapta Sarhoş Süleyman, Çöl gülü Fahişe, Cengaver Baybars, Mevlana'nın oğlu Alaaddin ve eşi Kerra gibi birçok karakter mevcut. Bu karakterler Şems'in halka ne kadar içiçe olduğunu gösteriyor. Kitapta hoşuma giden cümleleri de aşağıya yazdım. Her bölümün B harfi ile başladığı, teslimiyeti ve ilahi aşkı hissedebileceğiniz, dokunaklı bir eser. Bana çok şey kattı, arada bir altını çizdiğim yerleri açıp okuyabileceğim bir başucu kitabı oldu. Kişisel gelişim severlere tavsiye ediyorum.

Alıntılar:

"Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir. Aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir."

"Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir."


                 7 Basamak
1. Daima başkalarını suçlayan, yoz nefs mertebesi.
2. Sürekli kendini suçlayan. Suçlanan, kınanan nefs.
3. Teslimiyet'in nasıl bir özgürlük olduğunu hissetmeye başlar, Dünya'da gördükleri esin kaynağıdır.
4. Gözü tok, gönlü geniş, kusur görmeyen, tatmin olmuş nefs.
5. Her haline şükredebilen. Dünyevi meselelere aldırmayan.
6. Şifa ve ilham kaynağı. Dalgalı denizlerdeki sakin sular gibi.
7. Burada ayrı bir "benlik" zannı toz duman olur.

Kitap Puanım: 8.3 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder