Emily Hope'un 255 sayfalık eseri "Senden Sonra" gerek kapak resmi gerekse konusu ile tam bir yılbaşı kitabı.
Hikaye, Debbie'nin Kasım 2007'de Georgia'da ve Aralık 2015'te NewYork'ta yaşadıkları ile geçiyor ve birinci ağızdan değil, yazarın ağzından anlatılıyor.
Debbie, 31 Aralık 2007'de Simon'u terkediyor ama onu terkettiğine çok üzülüyor ve tüm hikaye boyunca ona yazmaya devam ediyor.
Üniversitede okurken babasını kalp krizi yüzünden kaybediyor ve okulu bırakıp Fairy Tales adındaki kitapevlerini işletmeye başlıyor. Yanına yardımcı olarak da Garcia'yı alıyor.
Babasının ölümünün üzerinden çok geçmeden annesine alzeimer teşhisi konuyor ve evde annesi ile Nancy ilgileniyor. Bir süre sonra annesinin durumu gittikçe kötüleşince onu bir bakım evine yerleştirmenin ona daha iyi geleceğini düşünerek kararını veriyor. Böylece evde yalnız yaşamaya başlıyor ve arada sırada annesini ziyerete gidiyor.
Bazı günler doktora giden Debbie'ye Nancy ve Garcia neden doktora gittiğini sordukları zaman, Debbie annesi için gittiğini söylüyor fakat ikisi de bu duruma bir anlam veremiyor.
Debbie, doktordan çıkarken rapor sonuçlarını beklediğini ve çok korktuğunu dile getiriyor.
2007 yılında yakın arkadaşı olan Emma'nın düğünü için Savannah'ya gidiyor. Orada bir sene önce kaybettiği büyükannesinin evinde kalıyor. Emma'nın düğününün olduğu akşam tuvalete gitmek için kalabalıktan uzaklaştığında, konukların biri tarafından tecevüze uğrayıp bekaretini kaybediyor. Bu şokun ardından bir doktora gidiyor ve doktor muayene sırasında onun saldırıya uğradığını anlıyor. Birkaç ilaç alarak evine giden Debbie yaklaşık iki ay boyunca evden neredeyse çıkmıyor, içine kapanıyor ve başına gelenleri kimseye anlatmıyor. Taa ki hamile olduğunu anlayana dek!
Tekrar doktoruna gidiyor ve 2 aylık hamile olduğu kesinleşiyor. Bir süre düşündükten sonra yılbaşı gecesi bebeği aldırmak için operasyona giriyor. Simon'a böylece veda etmiş oluyor.
2008 yılına girildiğinde Debbie kendini büyük bir boşlukta yapayalnız savrulurken buluyor. Her akşam bara gidip sarhoş oluyor ve kendini kaybetmek onu mutlu etmeye başlıyor. Yine barda olduğu bir gece okuldan arkadaşı Brian ile karşılaşıyor. Brian'ın ona samimi ve şefkatli yanaşması Debbie'yi çok rahatlatıyor ve kendisini güvende hissetmeye başlıyor. İlişkilerinde üç ayı doldurduktan sonra Brian kıskançlık krizlerine girmeye başlıyor ve resmen Debbie'ye hayatı zindan ediyor. İstediği birşeyi elde edemeyince bağırıp çağıran, ortalığı yıkan Brian bir gece Debbie'ye evlenme teklifi ediyor ve Debbie bu teklifi ilişkilerinde bir gelecek görmediği için anında reddediyor. Brian her ne kadar Debbie'nin kollarını morartıp canını yaksa da, Debbie ondan korkmuyor ve onu terkediyor. İki hafta sonra Brian buluşmak için mesaj atıyor ve Debbie de sorun çıkmasın diye buluşmayı kabul ediyor. Buluştuklarında, Debbie Brian'ın hiç iyi olmadığını görüyor ve ona ne olduğunu sorunca Brian kanser olduğunu ve durumun iyi olmadığını anlatıyor.
2009 yılında Debbie hastaneye Brian'ı ziyaret etmeye gidiyor. Brian ona "her zaman benim olarak kalacaksın, yaşadığın hergün beni hatırlayacaksın" diyor. Bu sözlere anlam veremeyen Debbie ne demek istediğini soruyor. Brian "yakında öğreneceksin" derken son nefesini veriyor.
2015 yılında, Garcia, Debbie'yi okuldan hocası olan Matt ile tanıştırıyor. Matt, beş sene önce küçük kızını ve eşini trafik kazasında kaybetmiş. Birlikte buluşup yemeğe çıkıyorlar ve Debbie onun için heyecanlanıyor. Bir akşam yemek yerlerken Matt kızın elini tutmak için uzandığında Debbie aniden, yapamayacağım diyerek kalkıp gidiyor.
Nancy neden ayrıldığını sorarken onu cesaretlendirip, herşeyi anlatması gerektiğini söylüyor ve Debbie tekrar Matt ile buluşmaya karar veriyor. Buluştuklarında Debbie hiç oyalanmadan konuya giriyor ve ona cinsel yolla bulaşan bir hastalığının olduğunu, bu hastalık yüzünden rahmini aldırmak zorunda kaldığını ve daha önce kürtaj olduğu için de asla çocuk sahibi olamayacağını söylüyor. Anlattıklarını dikkatle dinleyen Matt, en kötü ne olur diye soruyor. Debbie, en kötü kanser olursun, en iyi ihtimalle de bunu atlatırsın diyince Matt Debbie'nin elini tutup vazgeçmeyeceğim diyor.
Debbie o gün Simon'a son kez yazıyor. Onu aldırdığı için şimdiye kadar kendisini affetmediğini ama artık kendisine hak verdiğini, o zaman yapılacak en iyi şeyin o olduğunu ve Simon'un da onu affettiğini bildiğini yazıyor.
2016'ya girilecek olan yılbaşı gecesinde hep birlikte evlerinde kutlama yapıyorlar. Aralarında kimsesizler yurdundan evlatlık aldıkları küçük kızları Katie de var :)
Analiz;
Kitabın alt metnini; geçmişte aldığımız kararların arkasında durmamız gerektiği ve ne yapmış olursak olalım kendimizi affedip, geleceğimize umutla bakmamızın önemli olduğu şeklinde aldım.
Karakter analizine gelince, Debbie'nin depresyonu kimseye anlatmadan, tek başına kaldırabilmiş olmasını takdir ettim, yazar gerçekten çok güçlü bir karakter ortaya koymuş.
Bir diğer yandan, Simon'a yazdığı yazılarda sürekli; hayat işte böyle Simon, ne yapalım Simon, olmuyor Simon şeklinde sürekli Simon da Simon demesi beni çıldırttı gerçekten. Ne gerek vardı bilmiyorum, olayı dramatik hale getirmeye çalışmış sanırım.
Bu tarzdaki dramatik kitaplardan hoşlanmıyorum. İçim karardı. Bir de inançlı biri olduğum için kitapta Allah'ın varlığını sorgulama tarzları hoşuma gitmedi.
Nancy karakteri ise daha bilinçli ve enerji doluydu. Bir gün Debbie ile konuşurken, başımıza gelen hiçbir şeyin boş yere olmadığını ve herşeyin bir nedeni olduğunu söyledi, bu satırları beğendim çünkü ben de aynı fikirdeyim.
Arka kapak yazısını ise biraz alakasız buldum çünkü Noel gecesi yaptığı bir hata yüzünden Debbie'nin hayatının değiştiğini yazıyor fakat hayatını değiştiren olay çocuğunu aldırmak değildi.
Kitabın anlatım dili basit ve akıcı, bu yüzden birkaç saat içinde okuyup bitirebildim. Fakat konunun karamsarlığı yönünden ki özellikle tecavüzü anlattığı sayfalar beni çok üzdü, eserden çok hoşlanmadığımı söylemeliyim.
Puanım: 5.5 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder