Hikayeyi Gri'nin Elli Tonu'ndan biliyoruz. Hem okuduk hem izledik, defalarca izledik, ezberledik :)
Bu yüzden şimdi, sadece Grey'den öğrendiklerimize bakalım.
Leila'dan ayrılmasının nedeni ise, Leila'nın Christian'a çok bağlanmış olmasıymış.
** Daha önce hiçbir kızın peşinden koşmamış. Bunu zaten Anastasia'ya söylediği "bir ilk daha" türevi sözlerinden anlamıştık.
**Anastasia'nın evine postaladığı ilk baskı kitapları, onu hayal kırıklığına uğrattığını düşündüğü için gönderdiğini söylüyor. Notunu özenle seçerek onu uyarmak ve özür dilemek istiyor.
Bu kitaplar zaten kendisine aitmiş ve gönderirken onları geri almayı umuyor:) Kitaplarına değer veriyor.
Daha sonra da, kitapları Ana'yı tekrar görebilmek için gönderdiğini itiraf ediyor.
** Ana'nın sarhoş olduğu gece Christian onu otel odasına götürüp üzerindeki kirlenmiş kıyafetlerini çıkarmıştı.
Ertesi sabah Anastasia uyandığında, Taylor'ın ona aldığı yeni kıyafetleri giymişti. Anastasia, uzun bir süre, Taylor'ın çok zevkli olduğunu fakat kendisinin beden ölçülerini nasıl bildiğini sorgulayıp durmuştu. Bu yeni kıyafetleri renginden ölçülerine kadar Taylor'a bildiren Grey'miş.
** Christian, Anastasia'yı ilk gördüğü andan itibaren aklından çıkaramıyor.
** "Anastasia'nın bana ait olmasını istiyorum ama şuanda ben ona aitim" demesi fedakarlık yaptığını gösteriyor ve kendisine şans vermesi için Ana'ya resmen yalvarıyor.
Filmin, kitaba göre ne kadar soğuk ve samimiyetsiz kaldığını unutmuşum.
** Ana'nın elini tutmaktan çok mutlu oluyor ve sürekli ona elini uzatarak güvenini kazanmaya çalışıyor.
** Gökyüzünü mavi gördüğünde "aynı Ana'nın gözlerinin rengi" diyor :)
** Anastasia'nın, sürekli Christian'ın sevgisini sorguladığı ve onu sevmediğini düşündüğü yerlerde, Christian Ana'nın ne kadar zor bir kadın olduğunu düşünüyor :)
** Ana'nın mailleşirlerken attığı "hiç yanımda olmuyorsun" cevabı üzerine hızla onun evine gidiyor ve aldığı bu aksiyon sayesinde Anastasia'nın üzerine atlamasını hakediyor :)
** Ana'nın yanında olmadığı zamanlar sürekli mail atıyor, Cevap alamadığı bir gün oturup beklemek yerine tekrar tekrar mail atıp, arıyor. Sonra yüzyüze konuşurlarken de kapris yapmak yerine onun için endişelendiğini söylüyor.
** Ayrılıklarından sonraki 5 gün Christian için çok zor geçiyor. İşine odaklanamıyor, etrafındakilere öfke saçıyor. Her sabah koşusunda, Ana'yı görebilmek umudu ile onun yeni evinin önünden geçiyor.
** Grey, Anastasia'nın ilk ilişkisi olduğu için unutulmayacağını düşünüyor ama Anastasia'nın başkasıyla olabileceğini düşünmek bile onu çıldırtıyor ve onun hayatında sadece bir "anı" olarak kalmak istemediğini söylüyor.
** Psikoloğu Dr.Flynn ile konuşması Grey için dönüm noktası oluyor.
Grey, doktoruna Ana'yı özlediğini söylüyor ve doktoru çok değerli gözlemlerini bu şekilde onunla paylaşıyor.
“Christian, sen eşine zor rastlanır bir bireysin. Bir hedefe odaklandığın zaman mutlaka peşinden gidiyor ve elde ediyorsun, genellikle kendi beklentilerini de aşarak. Bugün seni dinlediğimde, Anastasia'yı olmasını istediğin noktaya götürmeye odaklandığını görüyorum. Ama deneyimsizliğini veya duygularını hesaba katmamışsın. Hedefine fazlaca odaklanıp, birlikte yaptığınız yolculuğu gözden kaçırmışsın. Onun tarzında bir ilişki denemeyi hiç düşündün mü?"Bu soru üzerine Christian bir süre düşünüyor ve "yapabilirim" inancı ile onu geri kazanmak için harekete geçiyor. İlk önce yeni işyerine beyaz güller gönderiyor, tepki alamayınca mail atıp görüşme talebinde bulunuyor, olumlu cevap gelince içi içine sığmıyor.
** Ayrılıklarından sonra, onu ilk kez göreceği gün, rüyasında Ana'ya "Seni Seviyorum" diyor.
Grey'in gözünden bu aşk hikayesi böyle başlamış. Grey aslında ilk gördüğü andan beri Anastasia'yı seviyor fakat kendisinin bu farklı ilişki tarzının ona uygun olmadığı düşüncesi ile dengesiz davranıyor. Sonuç olarak Anastasia bir yere kadar fedakarlık yaptıktan sonra orta yolu bulmak yine Christian'a kalıyor. Christian da Karanlığın Elli Tonu kitabında okuduğumuz gibi, aşık olan her erkeğin yapacağı şekilde değişim gösteriyor.
Puanım: 10 / 10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder