20 Kasım 2016 Pazar

ATESLE OYNAYAN KIZ (The Girl Who Played With Fire)



İsveçli yazar Stieg Larsson'ın çok satan ve konuşulan eseri "Ateşle Oynayan Kız" 680 sayfadan oluşuyor. Millennium üçlemesinin ikincisi olan bu kitap sürükleyici konusu ve sade anlatım dili ile kısa sürede okunabiliyor. Hikaye yine İsveç'te geçiyor.

Mikael Blomkvist İsveç'teki seks trafiğini kontrol eden multimilyarderin ve onun uluslararası bağlantılarının peşinde.
Stockholm'de iki ölü, bir silah ve silahtaki parmak izleri tek bir kişiyi gösteriyor: Lisbeth Salander.

Büyük Felaket: Adam penceresi açık bir arabada oturuyor. Kız arabaya doğru koşuyor. Arabanın penceresinden adamın üzerine benzin serperek bir kibrit çakıyor. Bir saniyelik bir iş. Alevler yükseliyor. Adam acılar içinde kıvranıyor, kız onun nasıl dehşet çığlıkları attığını duyuyor. Etrafı yanık etle, kömür haline gelen koltuktan yayılan keskin bir plastik kokusu sarıyor. 
Lisbeth, kırk üç gündür tutsak bir şekilde yatağa bağlanmış yatıyordu. Adam arada sırada yanına gelip bakıyordu. Bugün kızın on üçüncü yaş günüydü.

Karakter Künyesi:
Miriam Wu: Lisbeth'in yakın kız arkadaşı.
Mia Bergman, Dag Svensson: Kadın ticareti ile ilgili araştırma yapan çift.
Peter Teleborian: Psikiyatri Başhekimi.
Annika Giannini: Mikael'in avukat kız kardeşi.
Ronald Niedermann: Sarışın dev

Mikael, Harriet'ın bulunmasından sonra Lisbeth ile konuşmak istemişti fakat ona bir türlü ulaşamıyordu. Bir akşam Mikael, Lisbeth'in kapısının önünde beklemiş fakat Lisbeth geldiğinde ona "Defol, seni bir daha görmek istemiyorum"demişti. Hatta bir gün metroda karşılaştıklarında Lisbeth kafasını çevirmişti. Eğer Lisbeth bir selamı esirgeyecek kadar kendisiyle konuşmak istemiyorsa o da buna saygı duyacak ve bundan böyle onunla irtibata geçmeye çalışmayacaktı.

Avukat Bjurman, karnındaki yazıyı sildirmek için bir kaç dövmeciye gitti fakat hiçbir yer yazıyı silemedi. Bjurman, Lisbeth'den nefret ediyordu. Onun üstesinden gelebilmek için geçmişini araştırmaya başladı. Lisbeth'in Camilla adında bir kız kardeşi olduğunu öğrendi. Ayrıca, Lisbeth'den en az kendisi kadar nefret eden bir müttefik buldu ve bu kişi ile anlaşma yaptı. Lisbeth yutdışından evine döner dönmez adamlar onu yakalayacaktı.

Lisbeth yurtdışında bir yıl kadar gezdikten sonra Stockholm'e geri döndü. İlk iş olarak kendisine daha büyük ve güzel bir ev aldı ve içini dilediği gibi döşedi. Eski, küçük evini de kız arkadaşı Mimi'ye kiraladı. Böylece Lisbeth'i arayanlar onu hala eski evde kalıyor sanacaklardı. Yeni evinin adresini kimse bilmiyordu. Rahatça gezebilmek için de bir Nissan Micra kiraladı ama sonra sürekli araba kiralamak çok vaktini alacağı için bordo renkli bir Honda satın aldı.

Bir yılı aşkın bir süreden sonra eski iş yeri Milton Security'e Armansky'yi ziyarete gitti. Armansky, Lisbeth'e tekrar iş veremeyeceğini, habersizce yok olduğu için ona bir daha güvenemeyeceğini söyledi. Ayrıca, iki yıl önce felç geçiren Palmgren'i ziyaret etmediği için de ona çok kızgındı. Lisbeth, Palmgren'in hayatta olduğunu duyunca çok şaşırdı, kendini bencil bir pislik gibi hissetti ve hemen Palmgren'in yanına gitti. Vurulduktan sonra doktorlar onun için umutsuz demişlerdi fakat Palmgren tedavi ile yavaş da olsa iyileşme gösteriyordu. Lisbeth iyileşmesinin hızlanması için ona özel bir bakıcı tuttu. Arada bir ziyaretine gidip onunla satranç oynuyordu.

Lisbeth, bir gün elektronik mağazasından çıkarken uzaktan Bjurman'ı gördü. Onun sarışın dev gibi bir adamla konuştuğunu farketti ve sarışın devi takip etmeye başladı. Bu adamın motorsiklet çetesi ile bağlantısını buldu. Son zamanlarda Bjurman'ın neler yaptığını da internetten kontrol etti fakat en son raporu yazmamasının dışında ilginç bir şey ile karşılaşmadı. Ertesi gün, Bjurman uyurken evine girdi ve evin her yerine bakmasına rağmen önemli bir şey bulamadı, bu yüzden onu uyandırmadan evi terketti. 

Erika kurul toplantısında Mikael'i yeni geçici çalışanı ile tanıştırdı. Dag Svensson evlenmek üzere olduğu sevgilisi Mia Bergman ile birlikte kadın ticareti üzerine tez yazıyorlardı. Mia, mağdur durumda olan kadınlarla ve hatta küçük kızlarla irtibata geçerken Dag da kadınları pazarlayanların ve müşterilerin izini sürüyordu. Tez hazırlandığında Dag kitabını yayınlayacak ve içlerinde savcı, gazeteci, avukat ve polislerin de olduğu bu pazardaki tüm isimleri ifşa edip suç duyurusunda bulunacaklardı. Böylece, seks ticaretine karşı çok sert yasaları olmasına rağmen, Rusya ve Baltık ülkelerinden adam başına en çok fahişe ithal eden ülkelerden birinin İsveç olduğu ortaya çıkacaktı.

Erika, ülkenin ileri gelen medya ekibinden genel yayın yönetmenliği teklifi aldı. Bu bulunmaz bir fırsattı. Millennium'u ve Mikael'i bu zor şartlar altında terketmek istemiyordu ama tekliflerini de kabul etmişti. Bu haberi Mikael'e nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.

Lisbeth evinde araştırma yaparken Dag Svensson'ın bilgisayarına bağlandı. Kadın ticareti ile ilgili dosyalarının içinde "Zala" adlı boş bir dosyaya rastladı. Svensson bu ismin takma olduğunu düşünüyordu ve onun hakkında kimseden bilgi alamamıştı. Adam sanki bir hayaletti. Lisbeth ise Zala'yı önceden tanıyordu ve artık onunla yarım kalan hesabını kapatmaya karar verdi.

Lisbeth'in şehre dönmesi üzerine, sarışın devin arkadaşı Magnus Lundin bir gece Lisbeth yolda yürürken ona arkadan saldırdı. Bu saldırıya tesadüfen oradan geçen Mikael şahit oldu. Lisbeth adamın elinden canını zor kurtardı. Lisbeth Bjurman'a hak ettiği cezayı artık verecekti.
Olanları uzaktan izlemek zorunda kalan Mikael etrafta kimse kalmayınca Lisbeth'in düşürdüğü çantasını aldı ve ofise dönüp ona çantasını istediği zaman alabileceğini söyleyen bir mail yolladı. Lisbeth cevap yazmadı.

Bir gece Lisbeth, Zala hakkında bilgi alabilmek için Mia ve Dag'ın evine ziyarete gitti. Onlara Alexander Zalachenko hakkında ne bildiklerini sorduğunda ilk kez Zala'nın tam ismini duyan Mia ve Dag şaşkınlıktan konuşamadı.

Birkaç saat önceki anlaşmalarına göre Mikael resimleri almak için avukat kız kardeşi Annika Giannini ile Dag'ın evine uğradı. Apartman komşuları Mikael'i görünce evden silah sesi duyduklarını söylediler. Mikael hemen içeri girip baktı ve Dag ile Mia'yı kanlar içinde yerde yatarken buldu. İkisinden de hiçbir hayat belirtisi yoktu. Mikael görüklerinin şokunu biraz olsun atlatıp düşünmeye başlayınca hemen Erika'ya haber vermeye gitti. Dag ve Mia'nın katledilişi Millennium'da büyük üzüntüye neden oldu ve bundan sonra onların başladığı araştırmayı sonlandırıp yayınlamaya ant içtiler.

Olay yerini incelemeye alan polisler bodrum katında olay anına ait tabancayı buldular. Silah Bjurman'ın olmasının yanı sıra üzerindeki el izleri Lisbeth'e ait çıktı!
Bir kaç gün sonra Bjurman da evinde öldürülmüş olarak bulundu. 
Cinayetlerin zanlısı Lisbeth haftalarca medyanın odağı oldu ve herkes her yerde onu aramaya başladı.
Bu sırada, kimsenin bilmediği yeni evinde saklanan Lisbeth dışarı çıktığında sarı peruk ve makyajla Irene Nesser kimliği ile işini görüyordu.

Psikiyatri Kliniğinin Başhekimi Peter Teleborian, televizyon kanallarına Lisbeth'i tanıdığını ve onun tehlikli biri olduğunu mümkünse kliniğe kapatılması gerektiğini açıkladı.

Millennium çalışanlarının yanı sıra bölge polisi ve Milton Security de araştırmalara başladı. Mikael ile Armansky'nin birbirlerinden haberi olmadan polise Lisbeth'e güvendiklerini söylemeleri bir süre sonra okların Lisbeth'in üzerinden az da olsa çekilmesini sağladı.

Mikael arkadaşlarını öldürenin kim olduğu konusunda Lisbeth'ten yardım almak için bilgisayara not bıraktı. Bir süre sonra Lisbeth bu uzun yazıya sadece "Zala" yazarak cevap verdi. Mikael, daha fazla bilgi istedi fakat Lisbeth "Gazeteci olan sensin, araştır" yazdı.

Lisbeth'in tüm sorunlu geçmişi basında yankılanıyordu ama kimse 13 yaşındayken neden kliniğe kapatıldığını bilmiyordu. Büyük felaketi birileri özellikle saklıyordu.

Mikael, Lisbeth'in boks eğitmeni Paulo Roberto'yu ziyerete gitti. Uzun süredir Lisbeth'in evinde kalmasına rağmen onunla ilgili polise bilgi vermeyen Miriam ile arkadaş gibi konuşmasını rica etti. Paulo, Miriam'ı arabada beklerken birden onun yol kenarından bir araç ile kaçırıldığını gördü ve hemen aracı takip etti. Sarışın dev'in Lisbeth hakkında bilgi alabilmek için Miriam'ı dövdüğünü görünce adama saldırdı. Sarışın Dev'in hiç bir şekilde canının acımadığını farkedince boks taktiklerini kullanarak onu yenmeye çalıştı ama gücü yetmedi. Tam yenilecekken Miriam arkadan gelip devin bacak arasına tekme atınca ordan kaçıp hastaneye gitmeyi başardılar.

Lisbeth araştırmaları hızlandırmak için Mikael'e yeni bir not bıraktı. Teleborian'ın kötü biri olduğunu, Miriam'ın bir şey bilmediğini, dikkatini Zala'ya toplamasının doğru olduğunu, büyük felaketin basına neden sızmadığını anlamadığını ve cinayetleri işleyenin kendisi olmadığını yazdı.

Lisbeth tek başına, Bjurman'ın ölmeden önce ne haltlar karıştırdığını anlamak için bahçeli, müstakil evine gitti. Evin her tarafına baktıktan sonra tavan arasındaki tahta kapağı farketti. Kapağı açınca içinde kendisi ile ilgili sayfalarca belgeye rastladı. Onları alıp çıkmak üzereyken dışardan gelen motorsiklet sesleri duydu ve artık kaçamayacağını anlayınca iki adamın karşısına dikildi. Lisbeth'i görünce şaşkına dönen, Sarışın Devin arkadaşları Sonny ve Lundin onunla dalga geçmeye başladılar. Lisbeth ilk önce onlara çekilmelerini söylese de saldırı ile karşılaşınca elektikli tabancasını ve göz yaşartıcı gazını kullanarak ikisini de etkisiz hale getirip motorsiklet ile oradan uzaklaştı.

Mikael, seks ticareti işinin içinde olduğunu bildiği Gunnar Björk ile bir randevu ayarladı. Ondan Zala hakkında bilgi almak için yazısında adını yayınlamayacağı sözünü verdi. Björk ona Zalachenko'nun Rus asıllı bir yarbay olduğunu fakat sonra rüşvete bulaşınca İsveç'e kaçtığını ve İsveç hükümeti'nin o savaş yıllarında Zala'yı ajan olarak kullandıklarını anlattı. Hükümet Zala'nın yaptığı pislikleri örtbas edip arkasını temizliyordu. Ayrıca, bu cinayetleri Zala'nın işleyemeyeceğini çünkü onun bir ayağının kesildiğini ancak yardım alarak böyle birşey yapabileceğini açıkladı.

Sarışın Dev Ronald Niedermann çok huzursuzdu. Üç cinayeti işlediğinden beri işler sarpa sarıyordu. Bjurman'ı hiç sevmemişti fakat Bjurman Zala'dan yardım isteyince itiraz edememişti. Zala için çalışıyordu ve Lisbeth Zala için tehlike oluşturuyordu. Baş belası Lisbeth'i biran önce bulup onu yok etmeliydi.
Niedermann'ın "Analgesia" hastalığı vardı yani sinir sistemi dışardan gelen uyarıları algılamıyordu. Kısacası adam hiç acı duymuyordu. Bu hayati tehlikelere yol açan bir hastalıktı çünkü acı, vucudun alarm sistemiydi.

Mikael, Lisbeth'e yardım edebilmek için Palmgren'i ziyarete gitti ve ondan Zala hakkında bilgi almak istedi. Palmgren'in Zala adını duyunca gözleri parladı ve Zalachenko'nun Lisbeth'in babası olduğunu söyledi!!

Mikael'in gözüne Lisbeth'in düşürdüğü çantasındaki anahtar ilişti ve üzerindeki posta kodundan yeni evin adresine ulaştı. Bunu daha önce neden akıl edemediğini düşünürken eve doğru yola koyuldu. Lisbeth evde yoktu. Mikael kapıyı açtı ve alarm çalmaya başladı. Alarm kodu olarak Lisbeth'in ne girdiğini düşündü ve şifreyi çözdü. Kodu girerek alarmı susturup evi gezmeye başladı. Ev çok güzel döşenmişti ve tertemizdi. Bu sırada evin alarmı çaldığında Lisbeth'in telefonuna görüntülü uyarı geldi. Lisbeth eve girenin Mikael olduğunu görünce tebessüm etti ve yoluna hızla devam etti.

Lisbeth, babasının yaşadığı yere doğru giderken Mikael de Lisbeth'e yetişmeye çalışıyordu. Lisbeth ormanlık araziye gelince durdu ve ağaçların arasına saklanarak izlemeye başladı. Bir süre sonra evin kapısı açıldı ve Sarışın Dev ile babası odunluğa kadar yürüyüp eve geri girdiler. Lisbeth doğru yerde olduğunu anlayınca eve iyice yaklaştı ve tam silahıyla içeri girerken, dev birden ona saldırdı.
Zala'nın karşısında etkisiz bir halde oturan Lisbeth babası ile konuşmaya başladı ve onu aslında kameralarla ormandan gelirken izlediklerini, odunluğa bilerek çıktıklarını öğrendi. Zalachenko, Sarışın Dev Niedermann'ın Lisbeth'in üvey kardeşi olduğunu açıkladı!!
Bu sırada Dev dışardan gelip hazır olduğunu söyledi. Dev Lisbeth için bahçede bir mezar kazmıştı.

Mezarın başına geldiklerinde Lisbeth babasına bir el bilgisayarı göstererek dikkatini dağıttı ve eline bir avuç toprak alıp Niedermann'ın yüzünü fırlattı. Koşarak kaçmaya çalışırken Zala Lisbeth'e üç el ateş etti ve onu vurdu. Niedermann Lisbeth'i çukura attı ve onu gömdü.

Kısa bir süre sonra kendine gelen Lisbeth toprağın henüz yaş olmasından faydalanarak yavaş yavaş avucuyla yukarı doğru kazmaya başladı. Mezardan çıkmayı başarıp ağır yaralı bir halde odunluğa girdi. Odunluğun kapısını açık gören Zala ne olduğunu merak edip evden çıktı ve odunluğa girer girmez Lisbeth onun kafasına balta ile gücünün yettii kadarıyla darbe indirdi. Yere yığılan Zala'nın bir de bacağına balta vurdu. Üstü başı toprak ve kan içinde odunlukta dururken sesi duyup gelen Niedermann, Lisbeth'i görünce şoka girdi. Onun zombi görünüşünden korkup kaçtı.
Lisbeth, eve girip koltuğun üzerine yattı ve elinde silahı ile uykuya daldı.

Bu sırada, odunluktan kaçan Niedermann anayola çıkmıştı ve yaklaşan arabayı görünce kurtulduğunu düşündü. Arabadan Mikael indi ve silahla tehdit ederek onu bir yol tabelasına sıkıca bağladı. Ardından hemen Zala'nın evine gitti. Lisbeth'in yanına gidip yavaşça elinden silahını aldı ve ilk yardım ekiplerini çağırdı. Lisbeth Mikael'i görünce rahatlamıştı.

Analiz:

Kitabın kurgusunun kusursuz olmasının yanı sıra, polisin araştırma süreci biraz uzun sürdüğü için kitap bana bir süre sıkıcı geldi, bu yüzden biraz puan kırıyorum. İlk kitapta, bu kitaba kıyasla birbirine paralel devam eden birkaç olay vardı, onun için ilk kitap benim gözümde bir tık daha önde kaldı.
İkinci kitapta, karakterler aynı olsa da, ilk kitabın konusundan farklı bir konu işlenmiş. Üçüncü kitap ise bu kitabın konusunun tam anlamıyla devamı olarak ilerliyor.
Bu kitabın sonunda Lisbeth'in babası ile yüzleşmesi ve üvey kardeşini öğrenmesi çok etkileyiciydi.
Lisbeth'i tanıyanlar medya ne derse desin onun katil olmadığına inandılar. Bu da Lisbeth'in karakter anlamında adalet bekleyen ve doğrunun yanında olan biri olduğunu gösteriyor.

İsveç versiyonu filmi, kitabı okumadan izleyenlerin pek bir şey anlamayacağını söyleyebilirim. Kitabı okuyan biri olarak ise, filmi izlerken keyif almak yerine "burası böyle değildi, çok kötü çekmişler" demekten filme odaklanamadım resmen. Uyarlamadan çok uydurma yapmışlar. Şimdilik projesi yok ama umarım filmin Amerikan versiyonu çekilir.

İsveç Versiyonu Film:

1. Erika'nın yeni iş teklifi aldığını ve kabul ettiğini göstermediler.

2. Lisbeth ile Mikael bilgisayar aracılığı ile haberleşirken Lisbeth, Mikael'i Zala'ya yönlendiriyor aslında ama filmde böyle bir konuşma gösterilmedi. İkisinin iletişimi ve Mikael'in Lisbeth'e olan desteği gösterilmemiş.

3. Lisbeth bir gün evindeyken kendisini çaresiz hissedip ağlıyordu. Filmde burayı göstermemek onun iç dünyasını görmemize engel oluşturuyor.

4. Boksör Roberto, Miriam'ı kurtarmaya gittiğinde zor da olsa Sarışın Dev'i yenmişti. Sarışın dev hayatında ilk kez yenilmişti. Filmde ise sarışın dev yeniyor ve ikisini kulubeye kapatıp kulubeyi yakıyor. Roberto ve Miriam son anda kaçabiliyorlar. Filmdeki bu sahneler doğru değil.

5. Lisbeth'in, eski vasisi Palmgren ile özel ilgilenmesini çok yüzeysel geçmişler.

6. Mikael, Lisbeth'in evine girdiğinde alarm çalınca şifreyi Lisbeth telefonundan girip Mikael'i rahatlatıyor olarak çekmişler. Mikael'in yeteneklerini es geçmişler.

7. Filmde Lisbeth, Bjurman'ın evine girince onu uyandırarak tehdit ediyor. Aslında kitapta evi sessizce terkediyor.

8. Mikael, Lsbeth'in olduğu yere arabayla giderken karşısına çıkan sarışın devi silah tehdidi ile bir tabelaya bağlıyor ama filmde Sarışın Dev olay yerinden kaçmayı başarıyor.

9.  Son sahnede Mikael Lisbeth'i kulubenin kapısında buluyor ve ilkyardım çağırıyor. Helikopter gelip Lisbeth'i ve babasını hastaneye götürüyor. Burda biraz üçüncü kitabın ilk sayfalarına geçilmiş ama bence güzel olmuş, bu şekilde küçük farklılıkların olması sorun değil.


Kitap Puanım: 9.7 / 10
İsveç Film Puanım : 7 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder