8 Nisan 2018 Pazar

KORDUGUM (Unravel)


Almanya'da yaşayan yazar Calia Read'in eseri "Kördüğüm" 332 sayfadan oluşuyor.
Kitabın yazım dilinin basit, konusunun da akıcı olması sayesinde hikaye rahatlıkla ve hızlıca okunabiliyor.

"Bir ay önce akıl hastanesine yatırıldım. Dün Lachlan ziyaretime geldi. Beni öptü ve aklımı kaçırmaya başladığımı söyledi. 
Saatler sonra Max düşüncelerimi işgal etti, deli olmadığımı ve bana ihtiyacı olduğunu hatırlattı.
Birkaç dakika önce geçmişimi aydınlatmaya çalışarak gerçeklikten daha da uzaklaştım...
Şimdi herkes benim aklımı kaçırdığımı düşünüyor ama ben onun gerçek olduğunu ve de ne gördüğümü biliyorum...
Bana inanıyor musun?"


Hasta bakıcı Mary, Fairfax Ruh Sağlığı Enstitüsünde yatan Naomi'ye ziyaretçisinin geldiğini söylüyor. Erkek arkadaşı Lachlan, onu çok özlüyor ve sık sık ziyaretine geliyor. O gün Naomi'ye "pes etme, beni unutma, ben gerçeğim" diyor ama Naomi kendini toparlamazsa bu şekilde daha fazla devam edemeyeceğini söyleyerek oradan ayrılıyor.
Naomi bu sırada Max'i düşünüyor, ona sarıldığını ve onu ne kadar çok sevdiğini. Naomi Lachlan'ı çok seviyor ama Max'e aşık olduğunu düşünüyor.

Görüşmeden sonra Naomi odasına gidiyor. Mary odaya girerek ilaç saatinin geldiğini söylüyor ve ilacını içen Naomi sakinleşerek uykuya dalıyor.

Mary, Fairfax'e ilk geldiğinde Doktor Woods onunla konuşmaya çalışıyor ama Naomi ona hiç güvenmediği için gördüklerini anlatmıyor. Yeni doktoru Ruthledge ile görüşme saatinde Naomi ona her şeyi detaylı olarak anlatacağını söyleyerek en yakın arkadaşı Lana'dan söz etmeye başlıyor.

Lana ile birlikte katıldıkları bir yaz partisinde, Lana'nın annesi Constance ve babası Michael'i görüyor. Michael, ABD Virginia senatörlerinden biri. Bu partiye ev sahipliği yapan kişi ise Max. Naomi onunla tanışırken çok heyecanlanıyor.
Max ile çıktıkları akşam yakınlaştıklarında Naomi'nin aklına Lachlan gelince huzursuz oluyor ve eve dönüyor. Aklını karıştıran bu düşüncelerden kurtulmak için olanları Lana'ya anlatmak üzere evden çıkıyor. Bahçeden geçerken bir şeylerin yolunda olmadığını hissediyor ve ağılın oradan gelen sesleri duyuyor. Karanlıkta ağıldaki arkadaşı Lana'yı görüyor ve arkasında ona tecavüz eden senatör babası Michael'i!! Lana'nın tepkisizliğinden onun bu muameleye alışkın olduğunu fark ediyor. Naomi olduğu yerde donakalıyor. Babası gidince arkadaşının yanına yürümeye cesaret edebiliyor. Naomi, Lana'yı hastaneye götürmek istiyor ama Lana hiçbir şeyin değişmeyeceğini söyleyerek gitmeyi reddediyor. Naomi onun acısını kendi acısı gibi hissediyor ve içinden bir söz geçiriyor. "Onun için savaş. Savaş çünkü başka kimse savaşmayacak".

Naomi doktoruna bunları anlattığı akşam sinir krizi geçiriyor. Mary ona iğne yapıyor ve sakinleştirerek onu uyutuyor. Naomi'nin uykuya dalarken aklına Lachlan'ın sözleri geliyor. "On yıl önce sen cesurdun. On yıl önce istediğini elde ederdin. On yıl önce, bizim başlangıcımızdı..."

ON YIL ÖNCE
Naomi on yaşındayken Lachlan ve ailesi onların yanındaki eve taşınmışlardı ve Lachlan da on beş yaşındaydı. İkisi çok yakın arkadaş olmuşlardı. Naomi kalbini ona verdiğini anlamayacak kadar küçüktü. Naomi onunla olmak istediğini anlayıncaya kadar, uzun yıllar boyunca arkadaşlık yaptılar.

BUGÜN
Naomi hastaneye geleli iki ay oluyor ve burada kaldığı günlerde hep en yakın arkadaşı Lana için telaşlanıyor, onun ne yaptığını, ne durumda olduğunu merak ediyor. Doktoruna onun durumunu soruyor. Dr. Ruthledge seans sırasında Lana ile konuştuğunu, onun güvende olduğunu söylüyor. Babasının artık onu incitemeyeceğini bildiriyor. Naomi arkadaşını görmek istiyor ama doktoru kendini iyileştirmeden ona yardımcı olamazsın diyor. Naomi ise hala sinir krizleri geçirmeye ve halisünasyonlar görmeye devam ediyor. Bir yandan Lachlan'ı özlerken diğer yandan hep Max ile birlikte olduğunu düşlüyor. Kabuslarında Lana'nın babası ile savaşıyor.

Naomi o korkunç andan sonra Lana'yı hiç bırakmıyor. Lana ağılda etrafı toparlayıp eve gidiyor. Naomi ona bunun ne zamandan beri devam ettiğini ve başka bilen olup olmadığını soruyor. Lana, on yaşımdan beri devam ediyor ve sadece annem biliyor diye cevaplıyor. Ailesinin adına leke sürülmemesi için bunun gizli kalması gerektiğini anlatıyor. Lana bu durumu on yıl boyunca en yakın arkadaşından saklamıştı çünkü onun bunu kaldıramayacağını biliyordu. Naomi ise Lana'nın ailesi ile hem hesaplaşmak istiyor hem de yüzleşmekten korkuyordu.
Naomi o gün Max ile buluşacaktı, o gelene kadar laptopunu alıp Google'da arama yapmaya başladı. Önce "ABD Virginia senatörü" yazdı, bir şey elde edemeyince başka bir sayfaya "tecavüz" yazdı. O sırada Max arkasından "ciddi olmazsın" diye haykırdı. Naomi'nin ne araştırdığını görmüş ve olayı anlamıştı. Çok sinirlenmişti, Naomi'ye yaklaşarak ona sarıldı.
Söz konusu yaz partisi bu olaydan sonra gerçekleşti. Partide Naomi, Michael ile konuşmak, her şeyi gördüğünü yüzüne vurmak istedi fakat Max buna engel oldu. Parti bittikten sonra eve giderken Max, Naomi'ye Machael ile konuştuğunu söyledi. O gün Michael iş için Max'in ofisine gelmişti ve Max ona her şeyi bildiğini söylemişti. Michael ise hepsini inkar etmiş ve işbirliğinin devam etmesini istediğini söylemişti. Max daha sonra onu müşteri listesinden çıkardı.

Naomi, Lana'yı başka şehre taşınmaya ikna etmişti. Washington D.C.'de bir ev tuttular. Lana evi çok beğenmişti. Uzun zamandan sonra ilk kez içinde umut vardı. Babası Max onunla konuştuğundan beri bir şey yapamamıştı ama bir gece Max'i arayıp onu tehdit etmekten de çekinmemişti. Artık kontrolünü kaybediyor ve etrafa saldırıyordu. Max ondan korkmuyordu.

Naomi, Max'i ziyarete ofisine gittiğinde Max ile Michael'in tartıştıklarını duydu. Michael olayı inkar ediyordu. Kötü bir planı olduğu o pis gülümsemesinden belliydi. Max'e "sen gideceksin ve benim olan yine bana kalacak" dediği an Max kendini kaybetti ve adamı boynundan tutup kafasını masaya vurdu. Bunu defalarca tekrarlarken Naomi içeri daldı ve onu durdurdu. Adamın yüzündeki kemikler kırılmıştı ve Max onu bırakınca yere yığıldı.
Aradan haftalar geçmişti. Michael'den henüz bir ses çıkmamıştı. Belli ki intikam almak için doğru zamanı bekliyordu. Naomi bir sabah gazeteyi açtığında karşılaştı bu intikamla. Max içeriden bilgiye dayalı ticaret yaptığı suçlaması ile tutuklanmıştı. Hakkında yirmi yıla kadar hapis ve para cezası gibi bilgiler yazıyordu. Naomi doğruca Lana'nın ailesinin evine sürdü. Evde Lana'nın annesi ile konuştuğunu gördü. Babasının bunu yapmak zorunda kaldığını anlatıyordu annesi ve bunun için Lana'yı suçluyordu. Lana annesine, ona en çok ihtiyacı olduğu zaman nasıl onu görmezlikten gelebildiğini sorunca annesi ona hayatını kabullenmesi gerektiğini söyledi.
Max daha sonra kefaletle serbest bırakıldı ama müşterilerinin çoğunu kaybetmişti.
Lana tüm bu yaşadıklarının altında ezilirken bir gün intihar etti. Onu evde Naomi kurtardı. Lana'nın ailesi bu intihar girişiminin duyulmaması için çırpındı.

Naomi doktoruna bu hastanede olmasının saçma olduğunu, sadece arkadaşına yardım etmeye çalıştığını söylüyordu. Doktoru ona Lana ile ilgili yaşadıkları kaldırabileceğinden çok daha fazla olduğu için burada olması gerektiğini söyledi.

Naomi'nin güvenmediği eski doktoru Tim Woods bir gün Dr.Ruthledge'a gidip Naomi'nin artık buranın hastası olmadığını, annesinin onu Fairfax'ten çıkardığını söylüyor. Woods, kızın ailesinin en yakın arkadaşları olduğunu ve Naomi'nin artık çıkmaya hazır olduğunu bildiklerini anlatıyor. Dr. Ruthledge tüm bunlara karşı çıkıyor ve Naomi'nin henüz hazır olmadığını söylüyor. Ayrıca aptal olmadığını belirterek kızlarını düşünselerdi bir kez olsun ziyaretine gelirlerdi ama hiç gelmediler diyor ama Dr. Ruthledge'ın elinden fazla bir şey gelmiyor.
Naomi'nin annesi hastaneye gelip onu eve götürüyor. Naomi eve eşyalarını bırakır bırakmaz evden kaçıyor. Saatlerce araba sürüyor, nereye gideceğini bilmiyor. Kendini iyice kaybolmuş hissediyor. Lana'yı bulmak isterken Max'i buluyor. Max, Michael'in ofisinin kapısını tekmeliyor. Naomi'nin geldiğini görmüyor ve odaya giriyor. Naomi önce içeri girmek istemiyor çünkü ne göreceğini biliyor ama Lana'nın ağlamasını duyunca içeri dalıyor ve Lana'yı yerde babasını da başında görüyor. Babası "sen bana aitsin, hayatın benim elimde" diyor. Naomi hayır diye çığlık atıyor. Max cebinden tabancayı çıkartıyor ve tetiği çekiyor. Kurşun doğrudan Michael'in kafasına gidiyor.

Adam kızının üzerine düşerken Naomi'nin bedeni Lana'nın bedeni ile birleşiyor. Naomi, avazı çıktığı kadar bağırıyor "ben Lana değilim" , "Al onu üstümden" diyor Max'e ve Max, Lana'nın babasını üstünden çekiyor. Naomi gözlerini kırpıp tekrar açtığında karşısında duran Max, Lachlan oluyor!

Gözleri kapanıyor ve bir anı görüyor. On bir yaşındayken babası yolu kirlettiği için ona kızıyor ve önce yolu sonra da kendisini temizlemesini emrediyor. Temizlendikten sonra da ona tecavüz ediyor.
Tekrar gözlerini açıyor ve yerde akan kanın babasına ait olduğunu kabulleniyor. O sırada Dr. Ruthledge geliyor ve Lachlan'a ne olduğunu soruyor. Lachlan onu gördüğünü söylerken sesi çatlıyor. Dr. Ruthledge bunun bir nefsi müdafa olduğunu ve sorgulamada bu şekilde konuşacaklarını belirtiyor.

Annesi geliyor ve babasının üzerine kapanıp ağlamaya başlıyor. Kızına hiç bakmıyor.
Polisler sorguya geliyor, Lachlan'ı sorguya götürürlerken Naomi'yi de muayene için hastaneye götürüyorlar.

BİR YIL SONRA
Naomi, yanında Lachlan Maximilian Halstead ile bahçede yürüyor. Ona dissosiyatif kimlik bozukluğu tanısı konuldu. Çoklu kişilik bozukluğu da deniyor ve parçalanmış kişilik olarak biliniyor.


Analiz:

Bu kitap sayesinde psikolojik romanlara olan ilgim arttı. Hikayenin sonu da konuyu bağlayıcı olduğu için çok etkileyici olmuş. Okurken tabi ki insanı üzüyor ama yine de okumaya değer diye düşünüyorum. Kitabı bitirdikten sonra hikayede bir açık bulmaya çalıştım ama bulamadım. Kurgusu çok başarılı olmuş. Aynı yazarın "Yüzleşme" isimli bir eseri var, onu da okunacaklar listeme ekledim.


Alıntılar:

"Dünyada yaralanmamış hiç kimse yoktur".  Dr. Ruthledge.

"Bir insan bir hikayeyi, hayali bir dünyanın içinde yaşayacak kadar şanslı olduğunda, bu dünyanın tüm acıları yok olur. Hikaye sürdüğü müddetçe, artık gerçeklik yoktur".  Paul Auster.

"Siz iyi olsanız da olmasanız da hayat devam ediyor".  Naomi.

"Yaşadığımız her şey bana şunu fark ettiriyor ki aşk, bu soğuk, baskıcı dünyada sizi tüm hatalarınızla seven doğru insanı bulmaktır".  Naomi.


Kitap Puanım: 8.3 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder