6 Nisan 2017 Perşembe

KAR TANELERI (Let It Snow)


John Green, Lauren Myracle ve Maureen Johnson tarafından yazılmış, New York Times çoksatarı olan roman "Kar Taneleri" 330 sayfadan oluşuyor. Yılbaşı için yazılmış ve Noel günlerini anlatan bu kitabın içinde birbirine sonradan bağlanan, üç ayrı hikaye var. Kitap daha önce "Aşk Baharı Beklemez" adıyla yayımlanmış.

SON ELLİ YILIN EN FECİ KAR FIRTINASI...
KARA KIŞIN ORTASINDA, ÜÇ ROMANTİK AŞK MASALI!

Maureen Johnson - Jübile Ekspresi

Jübilee okulun en havalı çocuğu ile çıkıyordu. Noah moda akımı yaratan popüler ve sosyal biriydi. Jübilee hala Noah'un kendisiyle birlikte olduğuna inanamıyordu. Noel öncesi, noel gecesini Noah'nın ailesi ile birlikte geçirmek üzere plan yapmışlardı.
Jübilee'nin ailesi bir "Flobie Noel Köyü" tutkunuydu. Noel alışverişine çıktıkları gün, bu maket evin eksiklerini tamamlamak üzere gittikleri mağazada izdiham çıkınca, Jübilee'nin annesi ve babası nezarethaneye atıldı. Jübilee evde onları merak ederken ailenin avukatı geldi ve anne ve babasını nezarethaneden kurtaramadığını ve Jübilee'nin noeli evde yalnız geçirmemesi için büyük annesinin yanında gitmesi gerektiğini söyledi. Jübilee her ne kadar noeli Noah ile birlikte geçireceğini anlatmaya çalışsa bile avukat, ailesinin bu şekilde talep ettiğini söyledi.
Aynı zamanda son yılların en büyük kar fırtınası yaklaşmaktaydı bu yüzden treni kaçırmaması için acele etmesi gerekiyordu.

Jübilee eşyalarını alıp trene bindi. Birkaç saat yol aldıktan sonra tren durdu ve kar nedeniyle ilerlenemeyeceği anons edildi. Trende tanıştığı Jeb'e ve ponpon kızlara ilerde gördüğü Waffle House'a gideceğini ve orada ısınacağını söyledi. Sıkıca giyinip kuşandıktan sonra bir süre fırtınaya karşı yürüdü ve cafe'ye girdi. Boş masalardan birine oturdu. Etrafa bakınırken içeri genç bir çocuk girdi ve yanına oturdu. Stuart yakınlarda oturuyordu .Jübilee, Noah'yı aradı ve yolda kaldığını anlatmaya çalıştı fakat Noah çok meşgul olduğu için onu dinlemedi ve sonra arayacağını söyledi. Stuart, trenin bu gece kalkmayacağını öğrenince, eğer akşam için onu eve davet etmezse annesinin ona çok kızacağını söyledi. Bir süre sonra cafe'ye Jeb ve ponpon kızlar gelince Jubilee oradan ayrılıp bu aptal kızlardan kurtulmanın iyi olacağına karar verdi.

Eve giden iki yol vardı, biri uzun biri kısa. Jübilee kısa olan yoldan gitmek istediğini söyledi fakat o yoldan gitmek için donmuş bir gölün üzerinden geçmeleri gerekiyordu. Jübilee yürürken Noah'nın ne kadar popüler ve iyi bir erkek arkadaş olduğundan bahsettiği sırada bir çatırtı duyuldu ve ayakları altındaki buzun kırılmasıyla göle düştüler. Tamamen ıslanmalarının yanı sıra soğuktan titreyerek eve varmayı başardılar. Stuart kıza hemen sıcak bir duşa girmesi için gerek yardımı yaptı. Stuart2ın annesi de onlara yemek hazırladı ve ısındıktan sonra karınlarını doyurdular.

Stuart internetten haberleri araştırarak Jübilee'nin ailesine telefonla ulaşmasını sağladı. Jübilee bu evde iyi olduğunu söyledikten sonra Debbie telefonu alarak kızlarına çok iyi bakacaklarını belirtti.

Stuart'ın annesi Debbie, Stuart'ı kız arkadaşı terk ettiğinden beri bu kadar mutlu görmediğini anlattı Jübilee'ye. Jübilee duydukları karşında şaşırmaktan ziyade korkmuştu çünkü o Noah'yı seviyordu.
Soğuktan donmuş telefonu çalışınca tekrar Noah'yı aradı ve başına neler geldiğini anlatırken Noah çok meşgul olduğunu söylerek telefonu kapattı. Jübilee'nin sinirleri bozulmuştu. Onun bu ilgisizliği karşısında hem şaşkın hem de mutsuz olmuştu. Durumun farkında olan Stuart başbaşa kaldıklarında Jübilee'ye erkek arkadaşının onu kesinlikle terk edeceğini söyledi. Bu acı cümle kızın çok zoruna gitti ve Stuart'a onu terk eden eski kız arkadaşı hakkında sözlü saldırmaya başladı. Stuart, kızın onu Starbucks'ta biriyle aldattığından ve buna o Starbucks'ta çalışan bartender'ın bile şahit olduğunu anlattı. Stuart kız arkadaşını çok seviyordu fakat kız bunu haketmiyordu. Bu yüzden Noah'nın ilgisizliğini görünce Jübilee'yi terk edeceğinden kesin emin olabiliyordu.
Stuart tüm bunları anlattıktan sonra Jübilee ağlamaklı bir şekilde Stuart'ın dudaklarına yapıştı.
Debbi'nin seslenmesini duyduktan sonra yemeğe indiler.

Ertesi sabah Jübilee utanç içindeydi ve artık bu evden gitmesi gerektiğini biliyordu. Sessizce evden eşyalarını toplayıp yola koyuldu.
Uzun süre yürüdü fakat karlı yollarda yolunu bulabileceğinden emin değildi. Bir süre sonra Stuart'ın sesini duydu. Stuart ona pek fazla yol katedememiş olduğunu, daire çizip durduğunu söyledi.
O sırada Jübilee'nin telefonu çaldı, arayan elbette ki Noah idi. Fakat Jübilee telefonu açmak istemiyordu. Bir yandan Stuart onu eve dönmeye ikna etmeye çalışırken susmayan telefonu Jübilee kaldırıp ileri doğru fırlattı ve birlikte kol kola, uzun yoldan eve yürüdüler.

John Green - Ponponlu Mucize

Tobin, Angie ve JP Noel gecesi evde film izliyorlardı. Çalan telefon bu huzurlu gecelerini macera dolu bir ana çevirecekti. Arayan kişi Waffle House'da çalışan arkadaşları Keun ve onlara bir grup ponpon kızın cafe'ye geldiklerini, çok acil bir şekilde Twister oyununu da alıp oraya gelmeleri gerektiğini söyledi. Ponpon kızları duyunca iki dakika içinde giyinip yola çıkan ekibin karda araba kullanma mücadelesi böylece başlamış oldu.

Mahalledeki dik ve karlı yokuşu ilk hamlede ölümden dönerek deneyimlemiş olsalar da ikinci kere çıkmaya çalışmayı göze aldılar. İkincide son anda tepeyi aştılar fakat inişe geçtiklerinde kenara yığılmış kar tepesine çarptılar. Arabayı orada bırakıp geri kalan yolu yürüdüler. Waffle House'da Tobin aslında sevdiği ama itiraf edemediği Angie'yi kıskandırmak için ponpon kızlarla ilgilenmeye başladı. Orada Keun onu Jeb adında birisiyle tanıştırdı. Jeb, Tobin'i uzaktan tanıyordu ve ona aynı okuldaki Addie adında bir kızı tanıyıp tanımadığını sordu. Tobin tanımadığını söylese de Jeb umutsuzca "onu görürsen zorunlu olarak geciktiğimi söyler misin?" dedi. Keun, çocuğun durumunun vehameti karşısında başını salladı.

Tobin'in ponpon kızlara olan alakasına çok içerleyen Angie, cafe'nin dışına çıktı ve bir kenara oturdu. Onu farkeden Tobin yanına gitti, derdinin ne olduğunu sordu. Angie kırgınlığını dile getirince Tobin kızın da onu sevdiğini anladı. İkisi de bu yakın arkadaşlıklarının ilerde bozulma ihtimalini göz önüne alarak sevgili oldular.

Lauren Myracle - Koruyucu Melek

Addie noel öncesi çok üzgündü çünkü erkek arkadaşından ayrılmıştı. Jeb kızı çok seviyordu, ilişkilerinde de bir sorun yoktu aslında ama Addie hep daha fazlasını istiyordu. Jeb'in sevgisini göstermesini bekliyordu. Addie ondan ayrılmıştı çünkü bu konu yüzünde tartıştıkları bir gün başka bir çocukla öpüşmüştü. Sonra da kendisini affedemediği için ilişkisini bitirmişti.
Addie, noel öncesi bir gün dayanamayıp Jeb'e mail yazdı. Onu hala sevdiğini, çok pişman olduğunu, artık değişeceğini, eğer onu istiyorsa artık sadece ona ait olacağını ve noel gecesi onu Starbucks'ta bekleyeceğini söylüyordu. Addie, Starbucks'ta çalışıyordu ve Stuart ile eski kız arkadaşının nasıl ayrıldıklarına şahit olan bartender ta kendisiydi. Stuart'ı aldatan kız gibi hissediyordu kendini.
Jeb mailine cevap atmayınca ve buluşmaya gelmeyince Addie artık sevilmediğini düşündü ve noel gecesini yakın kız arkadaşlarının desteği ile evde geçirdi.

Noel sonrası iş yerinde okuldan tanıdığı Tobin ve Angie'yi gördü. Çok yorgun ve yeni sevgili oldukları belli olan çift Starbucks'a dinlenmeye gelmişlerdi.
Birkaç saat sonra Tobin Waffle House'da tanıştığı çocuğun kastettiği kızın bu olduğunu farketti ve kıza geç de olsa Jeb'in mesajını iletti.
Addie çok şaşırmıştı ve çok mutlu olmuştu. Kapıdan içeri giren Jeb, Addie'nin yanına gitti ve "seni istiyorum" dedi.

Analiz:

Kitap okura fazlasıyla Noel ruhunu ve karla kaplı kışı hissettiriyor. Özellikle ilk iki hikayeyi okurken çok güldüm, esprili bir dille yazılmış ve konularını da beğendim. Son hikayede pek gülmedim ama yine de hikayenin tamamlayıcı ve birleştirici özelliği vardı.
Kara kışın soğukluğunu hissettirmesinin yanı sıra aşkın sıcaklığını da hissediyorsunuz.

Kitap genel olarak kurgu açısından da özgündü. Okurken hep bir sonraki sayfada ne olacağını merak ettim ve kitabı kısa sürede okuyup bitirdim.
Kitabın alt metni aşkın en umutsuz zamanlarda karşımıza çıkma ihtimaliydi.
Yakın zaman içinde kitaba uyarlanmış film gösterime girecek.

Alıntılar:

"Sende bir ışık var Addie. İnsanlara kendilerini özel hissettiriyorsun. Sanki onlarda da bir ışık varmış gibi."
"Ama bazen ben de birilerinin üstüme ışık tutmasına ihtiyaç duyuyorum."

Kitap Puanım: 7.5 / 10
Film Puanım: / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder